Aşka Dönüş ..

Dönebilmek o dönüşü olmayan yollardan 
Sürekli bir aldanış bir daha bir daha 
Hiç bitmeyecek gecelerden bir sabaha 
Çıkabilmek ve sevmek durmadan usanmadan 


Konuşmak konuşmak gözlerle fısıltılarla
Duymak büyülü sıcaklığını beyaz ellerin
Her geçen dakika var olduğunu anlamak için
Yaşamak arzu dolu dudaklarda, şarkılarla

Unutmak ne varsa kötülükten yana
İnmek sevilen gözlerin derinliğine
Öyle mutlu, öyle sarhoş, alabildiğine
Bin yıl içmek o sulardan kana kana

Her gün ona koşmak dağlardan tepelerden
Her yerde, her zaman onsuz edememek
O en tatlı hayal, en büyük gerçek
Anlarsın taşan o günlerden gecelerden


Sonra bir gün o bütün karanlıkları yırtasın gelir
Başını alıp gidesin gelir uzak denizlere
Artık her şey boş ve yalan sevdin ya bir kere
Her yerinden bir buğu halinde o yükselir

Sen yoksun artık anla yeryüzünde bir o var
Onun elleri var, gözleri, dudakları
Anlarsın tenin beslediği zaman toprakları
Ve hala seversin zaman bitinceye kadar

Yeniden var oluştur ya da bir başka türlü oluştur bu
Nice aldanmalardan sonra bir aşka dönüştür bu.

Ümit Yaşar Oğuzcan

Unutulmuyor işte..


Unutulmuyor nice sevdalar bekliyorda


Gitmeye yürekmi kaldı söylesene


Gözlerinde içimi törpülediğim kadın


Şimdi insanlara bakıyorum


Çoğunun bekleyeni ,ömrüne bir ömür daha ekleyeni var


Diyorlar ki küsme aşka daha kimler gelecek kimler gececek 


Bilmiyorlar ki en son giden herşeyimi götürdü..


Bilmiyorlar ki en son giden daha sonra gelecekleri bile götürdü....


Şimdi ben bu eskitilmiş gençliğimle


Yaşımı tersden yazıp öylece giden bir senin ardından


Kime hangi sevgimi vadedeceğim söylesene silinmiş harfim benim


Ellerimi tutana bulaşacak kokun 


Soluğumu paylaşan harflerini yutacak


Oysa ben yutkunamayacağım bile


Kurudu boğazım sen gideli 


Ki sana aldığım son buket bile kurumamıştır daha


Çürümedi vurduğum yer


Gözle görünmez darbeleri gidişinin


Öyle bir yer kanıyor ki içimde kanım var her damlanın içinde


Senle aldığım nefesleri vermedim daha


Senle aldığım nefesleri, sensiz verdiklerimle sıvamaya çalışıyorum 


Tıkanıyorum işte ,soluğum kesiliyor


Giderken bir zamanlar bendeliğini de götürseydin ya


Yada zıttı olmayan bişey yapsaydın sen gibi


Tanıyorum ben seni geldesem gelmezsin


Gidersin git desem


Ve gidersem bigün neylersin


Hiç birsey söylemeden benden bir nefes duymadan kalsam


Sen hiç susmasan ben çıt duymasam


Kalsan neylerim


Yıkımdan çoğaltırımda seni bütün enkazlardan sağ çıkarırım bizi


Ey yar görüyorsun ya sonunda yine aşk kaybediyor 


Hayat kazanıyor..


Sen benim susuzumluğumu dindirecek yağmuru bulamadın 


Ben senin yağmurunu yağdıracak o bulutu


Düş/tün kalkma sakınBu ayaklanış


Sana ölümden yakın 


Ben yaşarım sen yokken 


Ya ben sende sangığından çoksam


Ben varım senin yokluğun kadar dünyadaki yerim


Sen kendini bulursan eğer yaşarken olmayacak


Sen dilediğince varım de bende yerin kalmıyacak


Seçtiğin yaşamın son sayfasını okur gibi oluyorum


Ve yaşamın son sayfasını,yaşamanın ön sözüne gururla bakıyorum


Elimi uzatırken tutmaya vaktin yoktu


Bize bir adım varken gelecek gücün bitti


Mutluluğu sığdıracak yüreğini arıyorken


Tutkumun o kör gözü,o yağlı ipi çekti


Şimdi farkına bile varamayacaksın bu ölümün 


Öyle derin bi uyku bekliyor ki seni


Uykundan düşünü calsalar haberin olmayacak


Hep susmayı istiyordun işte sana dilsiz bir göç


Gün olurda uyanırsan beni değil kendini seç 


Tadın damağımda,acın içimde hala


Ne için aglasam gözlerimden akan 


Sen gittikten sonra biriktirdiğim yaşlar


Öyle bir bittikki biz 


Öyle bir gittik ki bu şehirden


Ama ,ama unutulmuyor işte 


Ellerinin dokunulmazlığı


Gözlerinin bakılmazlığı


Seninle geçen her anın başa alınmazlığı


Unutulmuyor işte..

Kırılgan..

Kırılgan bir çocuğum ben.
Yüreğim cam kırığı.
Bütün duygulardan önce öğrendim ayrılığı.

Saldırgan diyorlar bana,
Oysa kırılganım ben.
Gözyaşlarım mücevher; saklıyorum herkesten.

Ürküyorlar gözümdeki ateşten,
Ürküyorlar dilimdeki zehirden,
Ürküyorlar o dur durak bilmeyen, gözükara cesaretimden.

Diyorlar: Bir yanı sarp bir uçurum,
Bir yanı çılgın dağ doruğu.
Oysa böyle yapmasam ben
Nasıl korurum içimdeki çocuğu?

Bir yanım çılgın nar ağacı,
Bir yanım buz sarayı.

Murathan MUNGAN