Uzun Metraj

Ve sevdim dedi adam,

Bir kıvılcımla başladı hikaye,
Onca telaş arasından çıkageldi aşk.
Lacivert bir gömlek ve dört duvar.

Ve sevdi kadın,

Bakarak sevdim dedi ırak,
Göz ucuyla.
Kirpiklerinin arasından süzülen,
bakışlarla kondu sevda kuşu.
Ve başladı hikaye,

Adına şiirler yazıldı.

Timeline..

Merhaba,

Karanlık bir gecede yine satır başlarıyla başbaşayız.
Siz , ben , gece ve tepemde saniyelerini kafama sokarcasına vuran saat.
Aylar önce başlayan serüvenlerin tıkırdamaya başlayan sehba misali sonlanışında,
Daktilo sesleriyle yankılanan duvarların üstüme geldiği şu gecede ki en bariz soru;

Yetemiyormuyuz sevdaya?


Yetiyoruz vesselam. Da yetemiyoruz insan oğluna. İçimizi çürüten sonsuz insan olma güdüsüyle dolduruyoruz dört yanımızı. Öyle yavaş yavaş da değil üstelik , dört nala gidiyoruz insanlığa.
Harcamakla geçen ömrümüzün en büyük kaybı durup düşünemeyişimiz duraklarda.

Durup düşünüyoruz.

İçimizde var ettiğimiz sonsuz tüketme güdüsünü bastıramadan yitiriyoruz anıları.
Sonuç hep aynı teranede bitiyor. Tükeniyoruz.

Velhasıl kelam sayın okuyucu,
Onca zaman sonra yazıya dökesim varken yorgunluklarımı, kalben yitiğim.
Tükeniyorum, tüketiyorum..

Sevgiyle.
Kollarında bitmeli aşk, bir kadının kollarında,
Ne zifiri karanlıkta geceleri,
Ne de boş bakan gözlerde,
Bir sigara dalı kadar uzak olmayan gecelerde,
Kollarında bitmeli aşk,
Bir kadının kollarında..